2011-2012
2011-12Engin Verel’in başkanlığında geçen üçüncü ve son seneydi bu. Yoksulluk diz boyuydu. İbrahim Kuruç ve oyuncular bir şişe suyu bölerek içiyorlardı idmanlarda. Bir sente muhtaçtık kısacası. Ama yönetimin ilgisizliğine karşın genç çalıştırıcı ve cefakar topçular bir arada güzel bir enerji oluşturmuşlardı. U19 kategorisinde bunun sevindirici sonucu alınacaktı mevsim sonunda.
A takımımız 2011-2 mevsiminde, on yedi guruptan oluşan İstanbul ikinci amatör liginin on birinci gurubunda mücadele etti. On takımlık gurubumuzda ne yazık ki dört takım daha ilk yarı bitiminde yelkenleri suya indirmişti bile. Cihangirspor, Özdoğan Yıldız, Alibeyköy İmar ve Büyük Ümitler’di ligden çekilen bu dört takım.Geriye kalan altı takım arasında Yenidoğangüneş on sekiz maçta topladığı 46 puan ile ligi birinci tamamladı ve bir üst kademeye yani birinci amatör kümeye yükseldi. İkinci Zaferspor ise 41 puanla yine çıta yükselten ikinci başarılı takım oldu.
Yenidoğangüneş karşısında ilk yarıda 1-0, ikinci yarıda ise 5-0’lık yenilgiler aldık. İlk maçtaki olumlu mücadeleye karşın, ikinci maçta moralsizliğin de verdiği yılgınlıkla dağıldık, berbattık. Zaferspor karşısında ilk yarıda 2-1 yenilirken yine iyi oynamış ama şanssızlığımızı yenememiştik; buna karşın yükselmeyi garantileyen karşıtlarımızın ikinci maça asılmamasının ve yedekleriyle mücadele etmesinin de etkisiyle ikinci maçı 6-3 kazanmayı bildik. Gurubun en iyi takımlarından Okyanus 36 puanla üçüncülükte kalmıştı; bize kaptırdığı puanlar nedeniyle. Davutpaşa yılın en iyi oyunlarını yansıttı onlar karşısında. İlk yarıda 2-1 yendik, ikinci yarıda ise 3-3 berabere kaldık. Böylece terfi olanağı sunmadık başarılı rakibimize.Mevsimi 34 puanla dördüncü kapatan Küçük Ayasofya maçlarımız ise utanç vericiydi. İlk yarıdaki 4-1 yenilgimiz büyük bir başarıydı, çünkü kalecimiz Altan Kartal panter kesilip sayısız golü kurtarmış, kale direkleri en az dört beş topu durdurmuş, karşıtlar kale sahası içinden cömertçe fırsatları kaçırmıştı bomboş pozisyonlarda. İkinci yarıdaki 3-1’lik yenilgimiz de İbrahim Kuruç’u çıldırtmıştı çünkü yine varlık gösterememiş ezilmiştik.
Otuz üç puan toplayıp beşinci olmuştuk. Altıncı Yenişehir’di ve 28 puanda kalmıştı. Ama şans perilerinin yanımızda olduğunu itiraf etmemiz gerekiyor. Çünkü ilk yarıdaki maçta Mehmet Halıcı’nın golüyle uzatmada beraberliği kurtarmış, ikinci yarıda ise yine uzatmada Dorukhan’ın golüyle galibiyete uzanmıştık.
On sekiz maçtan dördü hükmen yengi demek ki on dört maç oynadık: 31 Mart 2012 ile 27 Haziran 2012 arasında. Altı yengi aldık aslında, üç beraberlik ve beş de yenilgi. Yani vasattık, inişli çıkışlıydık, istikarardan uzak bir görüntü çizdik.
Kalede Altan Kartal oynadı, elinden geleni yaptı. Kırmızı kart gördüğünde deneyimsiz Fatih sırıtmadı hiç, Kaan ilk onbirde başladığı tek maçta (Yenişehir) çok üzdü Davut abisini.
Adem Nişancı sağbekte başladı mevsime, orta sahada devam etti. Mevsimin en iyilerindendi. Serhat Çoban hem forvet, hem sağbek, hem de solbekte görev aldı. İkinci yarıda sağbek mevkisine yerleşen İbrahim Aysalar ise oldukça göz doldurdu. Sol bekte genelde Yasin Emre ve Roj oynadı. U19 ve A takımı maçlarını büyük bir devamlılıkla oynayan Yasin de, Suriye’den sene başında gelen ve Türkçe bilmemesine karşın büyük bir uyumla görev alan Roj da iyilerdendi. Göbekte yer alan oyuncular ne yazık ki orta saha ve kale ile yeterli iletişimi kuramayıp oldukça açık verdiler. On dört maçta yenen 33 gol bunun göstergesi elbette. Ertan, Burak, Roj, Furkan ve Cemil bu mevkide yer alan topçulardı.
Orta sahanın sağ kanadında yer alan genç Furkan umut verdi. Barış, Gani ve Adem bu mevkide yer alan öteki gençlerdi. Roj’u da gördük sol kanatta zaman zaman.Mevsimin en şanssızı kaptan Mehmet Halıcı’ydı, forvet arkası. 15 Mayıs 2012 bacağını kırdı, mevsimi kapadı.
Osman ise attığı gollerle takımı ilk yarıda sırtladı ama ikinci yarıda art arda gelen maçlar genç oyuncumuzda yorgunluk ve bezginlik yarattı. Burası çok net. İkinci yarıda oynanan beş maçta Osman’ın attığı tek gol bunun somut tanıtı. Emre, Dorukhan, Yusuf, Emrullah, Uğur zaman zaman görev aldılar forvette.
Attığımız 52 golün 12’si hükmen yengilerin yardımıyla geldiğine gore kırk golün dağılımını yapabiliriz şimdi. Osman 11, Mehmet Halıcı 6, Burak Arslan 5, Yasin Emre 4, Furkan Küçükoğlu 2, Emrullah, Adem, Roj, Yusuf ve Emre de birer gole imzalarını attılar.
Sözün kısası Engin Verel yönetiminin ilgisizliği nedeniyle istikrarsız ve inişli çıkışlı bir mevsim yaşadık. Ama İbrahim Kuruç’un özverili çabası elbette takdire değerdi.
31 Mayıs genel kurulunda oluşan yeni yönetim kurulu umut verdi elbette. Ama umutlar gelecek sene gerçekliğe dönüşecek mi, bunu görmek gerekiyor. Beklemek ve görmek.
Şimdi genel kurul ile ilgili General Kılıç’ın görüşlerine bakalım. ‘’2012 genel kurulumuz çok iyi bir hava içinde geçti. Bir genel kurul toplantısının ciddiliğinden ve asık suratlılığından çok, bir dostluk, bir dayanışma, bir yeniden toparlanma havası egemendi. Gelen çok sayıda üye, dost kulüplerin dost başkanları ve eşraftan birileri hepimizin yüzünü güldürdü. Ali Paşa Camisi avlusundan genel kurul öncesi esen rüzgarlar bir bahar havasını anımsatacak ılıklıktaydı.
Bu ılıklığı biz de elimizden geldiğince besleyerek genel kurul öncesi değerli konuklarımıza su böreği ve ayran ikram ettik. Hizmeti jünyör takımı oyuncuları gereken özenle yaptı. 31 Mayıs günü aramızda gördüğümüz değerli insanlar arasında hakemlikten kalan deneyimini Cumhuriyet gazetesinde gençler ve genç kalanlarla paylaşan Muhittin Boşat, şu an çalıştırıcılık yapan ama nedense Göztepeli taraftarların bir türlü ısınamadığı Özcan Kızıltan, Beşiktaşlı taraftarların hala sıcak duygularla hatırladığı Lütfü Isıgöllü, Murat Tapusuz, Kadir Gözden, Bekir Erdoğan, İrfan Bey ilk anda hatırladıklarım.
Ve genel kurul sonrası, börekler mideye indirildikten, ayranların dudak kenarında bıraktığı ak parıltılar silindikten sonra değerli insanlardan oluşan bir yönetim kurulu seçtik. Davutpaşa’nın bünyesinden çıkan iş adamı eski topçumuz İskender Keleş başkanlığa, Lilles’de seksenli yılların başında forma giyerken ‘yılın en iyi yadırgı ayaktopçusu’ seçilen Necati Verel’in oğlu Engin Verel ikinci başkanlığa seçildi. Ayrıca kulübe ömrünü vermiş ben Davut Kılıç, kulübe ömrünü vermiş Sıtkı Özcan, kulübün yetiştirdiği en iyi kalecilerden Muharrem Önen, kulübün gördüğü en değerli başkan Müfit Değer’in oğlu Cumhur Değer, kulüpte uzun zaman hem top oynamış, hem de teknik görevler üstlenmiş Mehmet Ecevit, şu günlerde yaban ellerde sıla hasreti çeken Uğur Ün ve Verel’in Asya yakasından getireceği, adını hatırlayamadığım üç üye öteki yönetim kurulu üyeleri olarak belirlendiler.
Yeni yönetim kurulunun iki ana amacı var. Birincisi kulübe bir yer kazandırmak; güzel bir sosyal tesis olmalı bu. Eski, yeni cengaverlerin bir arada olacağı şirin bir tesis. İkincisi ise var olan tesisin bakımı, yenilenmesi. Bu arada Muharrem Önen’in çalıştırıcı olarak kulübümüze bundan sonra hizmet vereceğini müjdelemek isterim. Değerli hocamızın Beşiktaş ile arasındaki sorun çözülse ve Önen siyah beyazlı kulüp için çalışsa bile kahverengi kavuniçi camiaya yapacağı katkının izni şimdiden hazır.
Bu arada talihsiz bir kaza geçiren ve ayağını kıran, Davutpaşa kulübüne on yıldır özveriyle hizmet etmiş Mehmet Halıcı kardeşimin durumuna da el koymuş bulunuyorum. Kaptanımız için Muhittin Boşat ile konuştum, Cerrahpaşa’da kendisi için gereken neyse yapılacaktır.’’
U19 takımımız 2011-2 sezonu maçlarında U19 ikinci ligde mücadele etti. U19/2 kategori takımları bu mevsimde yedi ya da sekiz takımdan oluşan guruplar oluşturdular. Toplam gurup sayısı tam yirmi ikiydi ve bizimkiler on beşinci gurupta ter döktü. On beşinci grup yedili bir kümeydi ama Ceylanspor daha maçlara çıkmadan pes ettiği için maçlar altı takım arasında yapıldı. Alibeyköy İmar Haziran ayında ligden çekilince de, son maçımızı oynamadan kazanmış olduk.
Gurubumuzda on iki maç sonunda birinciliği alan Söğütlüçeşme oldu. Biz de ikinci sıraya tutunarak bir üst kümeye yani U19/1 kategorisine terfi ettik.Altımızda yer alan karşıtlarımız Rumelihisarı, Y.Ortabayır, Yeniufuk ve Alibeyköy İmar’dı. Lig sonunda genel bir değerlendirme yaparsak on iki maç oynamış, on yengi almış gözüküyoruz. Üçü hükmen olduğuna göre; dokuz maç oynamış, yedi yengi almışız. İki de yenilgimiz var. 40 gol atmışız, dokuzu hükmen; demek ki otuz bir kere sallamışız rakip fileleri net olarak. En golcü Osman Kara, 13 golü var. Forvet Uğur Güneş de 10 golle başarıya imzasını atanlardan. Emrullah 4, Yasin Emre ikisi de penaltıdan 2, Adem ile Furkan da birer golle başarıya katkı yapmışlar.
Yine de içimiz biraz buruk diyebilirim. Çünkü Söğütlüçeşme takımı bizden asla iyi bir ekip değil. Tam tersi biz onlardan güçlüyüz ama ilk yarıda aldığımız 3-2’lik mağlubiyet oldukça üzücü. İkinci yarıdaki 4-2’lik galibiyetimiz Rumelihisarı’na ikinciliği kaptırma olasılığını kaldırmış ortadan neyse ki.
Rumelihisarı maçlarımız olaylarla dikkati çekiyor; ilk maçtaki 2-0’lık yengimize karşın karşı takımın çamur seyircisi ve oyuncularıyla pislik etmesi üzücü elbette. Ama ikinci maçta Çayırbaşı’nda hakemin de aşırı hoşgörüsü ve edilgenliğiyle döve döve yeniyorlar bizi, 3-2. Yeniufuk maçları oldukça rahat, 4-1 ve 2-0. Yenişehir Ortabayır da öyle, 3-1 ve 6-2. Alibeyköy İmar’ı ilk yarıda 6-1 yeniyoruz, ikinci maça karşı takım çıkmıyor.
Dokuz maçımız 29 Nisan 2012 ile 13 Haziran 2012 arası oynanıyor; yani 46 günlük bir zaman dilimi içinde. Böylece beş günde bir karşılaşma oynadığımızı çıkarsayabiliriz. Ama aynı zaman dilimine A takımı maçlarının girmesi, iki ekipte birden yer alan oyuncuların çokluğu nedeniyle sorun yaşadığımız ortada. Özellikle Adem, Barış, Osman Kara, Furkan, Yasin Emre çok yoruluyor, bunalıyorlar.
Güçlü fiziği ve sağlam kişiliğiyle tüm Alipaşa semtinin sevgisini kazanan kalecimiz Kaan Yürür başarılı maçlar çıkardı ama iki yenilgimizde, yani Söğütlüçeşme ve Rumelihisarı maçlarında kötü goller yiyerek hepimiz çok üzdü. Fatih Döngel ise deneyimsizliğine karşın beklenenin çok üstünde verim sundu.
İbrahim Aysalar hem sağbekte, hem de stoperde güçlü fiziği ve direnciyle parladı, mevsimin en iyilerindendi. Kaptan Yasin Emre hem A, hem de U19’da sert futbolu ve sert şutlarıyla göz doldurdu. Mert sağbekte görev aldığında elinden geleni yaptı. Stoper Cemil biraz hız kazanırsa iyi olacak kuşkusuz. Aynı şeyi arada sırada forma şansı bulan Ali Dağcı için de söyleyebiliriz. Solbekte görev yapan Muhammet Kaya istikrarlıydı mevsim boyunca. Yasin Güngör de hem solbek, hem de orta sahanın sol kanadında elinden geleni özveriyle yaptı.
Orta sahanın sağ ve sol kanadında Emrullah golcülüğüyle yararlı oldu, Furkan ise hem stoperde, hem de sağ kanatta gelecek için büyük umutlar verdi. Adem ile Barış orta sahanın ortasında görev aldılar. A takımının da yükünü çeken bu iki oyuncu mevsimin en iyileri arasındaydılar.
İki forvetimiz ise kademe yükselmesinde büyük işlev gördüler. Forvet arkası Uğur Güneş ile Osman Kara’ydı bu iki oyuncumuz. Özellikle hayati Söğütlüçeşme maçında yaptığı ‘’sıcak üçleme’’ ile Osman Kara galiba mevsimin en başarılısı nitelendirmesini hakediyor.Mehmet Dağdelen, Mehmet, Ebubekir az şans buldular. Umarım geliştirirler futbollarını.