MURAT PARLAR
Alipaşa kedileri futbolunu da takdir ettikleri Murat Parlar abilerini, daha çok, Davutpaşa ailesinin mümtaz evladı Necip Timurözü ile oluşturduğu unutulmaz ikiliyle tanıyor ve seviyorlar; bileği bükülmeyen bir briç ustası, Sanzatuların Efendisi kimliğiyle.
Parlar 18 Mart 1955 doğumlu. Doğma büyüme Fındıkzade çocuğu. Ailesi Davutpaşa ailesinin sayısız Yugoslav göçmenlerinden. AnababaPriştineli. Baba Süleyman tatlıcı, anne Münire ev hanımı. Dört kardeşler, hepsi erkek. Salim Beşiktaş miniklerde göz doldurmasına karşın okul nedeniyle bırakmış top peşinde koşmayı.
Murat,HobyarlıAhmetpaşa İlkokulu veDavutpaşa Ortaokulu’nda öğrenim görmüş. Ortadan mezuniyet yılı 1968. Hayat okulu ve baba mesleğinde ilerlemeyi daha tutarlı görmüş olmalı.
Parlar’ın futbol yaşantısı Çukurbostan’la birlikte başlamış denebilir. 1968 senesinde, Rıdvan Şumlulu yönetiminde yapılan seçmelerde beğenilmiş, jünyörlere seçilmiş. İlk çalıştırıcısı Şumlulu.
Parlar dönemin jünyör takımını benzersiz buluyor; Enver Tuna, Tahir, Behçet, Cumhur Değer veYavuz’lu takımı. İki yıl boyunca bu takımın bir parçası olmuş.
Parlar 1970 yılında semtinin takımı Cerrahpaşa’ya gidiyor, burada dört yıl ter döküyor birinci amatör kümede. 1974-5 mevsimi ise Alemdar’da geçiyor.
1975 senesi askerde; acemilik İzmir Poligon’da. Ustalık ise bir ikmal gemisinde. Bu günlerde elbette topa ayağını süremiyor genç topçu. Gemide yaşadığı bir olay ise bugün bile tüylerini diken diken ediyor.
Deniz kurdu tatbikatlarından birinde yaşanıyor bu tatsızlık. Komutanı subay büfesinde düzgün göstermeyen televizyonun antenini düzeltsin diye genç eri zincirlerin bulunduğu mahale gönderiyor. Anten orada duruyor. Zincirlerin altı ise deniz. Tatbikat yapıldığı için bütün ışıklar sönük. Deniz uçsuz bucaksız ve kapkaranlık. Parlar düşünüyor birden. Ayağının kayması ve denize yuvarlanması halinde yeryüzüne elveda diyebilir. Bunu düşünüyor ve ürperiyor. Neyse kazasız belasız yerine getiriyor da anten düzeltmeyi, düşüncesiz komutanının buyruğu bir felakete neden olmuyor.
Askerlik sonrası 1976-9 arası yine Alemdar’da geçiyor. Birinci amatör küme.
1979-80 yeniden Davutpaşa’ya dönüş. Birinci amatör küme günleri. Terhis maçları. Nusret, Muhittin, Ragıp, Mustafa, Ali, Hamdi, Mehmet Ali’li takım.
1981-82 mevsiminde Parlar’ı üçüncü kümede buluyoruz, Kasımpaşa takımında.
Davut Kılıç Parlar’ın topçuluğunu şöyle anlatıyor. ‘’Murat savunmanın solunda oynardı. Sol ayaklıydı. Sağ ayağı tahtaydı. Boyu 1.78’di, kafa toplarında iyiydi. Hayati, Zülfü ve Ergin ile oynarken çok bunalırdı. Genç oyuncuya bunlar çok bağırırdı çünkü. Murat bana yalvarırdı, kendisini oynatmamam, yedekte bırakmam için.
Murat savunmacı olmasına karşın sertliği değil, teknik oyunu yeğlerdi. Sarı ve kırmızı kart gördüğünü hatırlamıyorum. Hem fiziği, hem de biçemi nedeniyle ona Enver Tuna, Asansi lakabını takmıştı. Barcelona’nın yetmişlerin ikinci yarısındaki efsane bekiydi Asansi.
Murat’ın kişiliğini çok beğeniyorum. Pırlanta gibi bir oğlandı. Hem tertemiz biriydi, hem de futbol ahlakı çok gelişmişti. İdman kaçırdığını hatırlamıyorum. Çok disiplinliydi.’’
Murat Parlar 1982 yazında futbola elveda diyor. Çünkü babaya işinde yardımcı olan amca hayata gözleri kapamıştır ve babanın yardıma gereksinmesi vardır. Bu yardımcı Murat olacaktır.
Parlar 13 yaşında başlamış baba mesleğine. Hem futbolu, hem tatlıcılığı bir arada yürütmüş. Cerrahpaşa’da Parlar fırını. İstikrarlı bir iş geçmişi var: 1982-2013.
İstikrar simgesi Parlar 1990 yılında evleniyor Mukadder hanım ile. İki çocuğundan Şahincan 1991, Gülcan 1994 doğumlu. Oğlan üniversite takımında basket oynuyor.
Murat Parlar Sabah gazetesi okuyor, haber ve spor ağırlıklı televizyon kanallarına bakıyor. En büyük hobisi briç. Necip Timurözü ile değişmez bir ikili oluşturduklarını söylüyor. Timurözü onun mahalle arkadaşı, birbirlerini yaklaşık elli yıldır tanıyorlar.
Davutpaşa camiası ile hep iç içe. En sevdikleri Sıtkı Özcan, Özcan Kır, Enver Tuna ve kendisini çok eskilerde geçici de olsa, pavyonlara ve gece hayatına alıştırmış olan Ali Evrey.
Murat Parlar araba kullanıyor, Beşiktaş’ı tutuyor, pop ve halk müziğimizi dinliyor. Tatlı işinde uzman olmasına karşın yemek yapmayı bilmiyor. Uzmanı olduğu tatlılar sorulduğunda ise tulumba, revani, baklava ve Fatih sarması diyor.